26 Ocak 2012
Yazar Cihan Dura
Avrupa Birliği’nin ve Amerika’nın dev şirketleri, mal ve sermaye akımları yoluyla, küreselleşme kılıfı altında dünya çapında bir işgal gerçekleştiriyor. Bu işgalin ilk hedeflerinden biri, az gelişmiş -daha doğrusu gelişmesi engellenmiş- ülkelerin bankacılık sektörü. Bir iktisatçımız, Yaman Törüner, bir yazısında (14.2.2005) bu sızmayı şöyle dile getiriyordu: “Dünyada birçok ülkede ulusal banka kalmadı. Küreselleşme ilk örneklerini bu sektörde veriyor. Meksika’nın bile bankalarının % 95’i yabancıların eline geçti. Romanya’da, Endonezya’da neredeyse ulusal banka yok. Ulusal bankacılığın yok olması, giderek ulusal sermayenin de yok olması sonucunu doğurabilir.” Y. Törüner’in verdiği rakamları bugün yenileriyle destekleyebiliriz. T.C. Merkez Bankası’nın Mayıs 2007 tarihli Finansal İstikrar Raporu’na göre bankacılık sektöründeki yabancı paylarının gözleminden şu çarpıcı bulgulara ulaşılıyor: