Emperyalizmin ödülleri.

Bir kimse başka bir kimseye neden teşekkür eder?
Kendisine sunduğu ve hoşnut olduğu kibar bir davranış için.

Bir kimse, başka bir kimseye neden ödül verir?
Kendisinin hoşuna giden ve olmasında büyük yararlar gördüğü  işlere büyük katkılar sağladığı için.

Bir devlet bir kişiye neden ödül verir?
Bu devletin yararına olan ÇOK BÜYÜK işlere ÇOK BÜYÜK katkılar sağladığı için…

Ödül veren Devlet,  iyi bir geçmişe sahipse, yapılan işlerin insanlık için de POZİTİF bir katkısı,
Emperyalist bir yapıya sahipse yapılan işlerin bu devlet açısından mutlaka POZİTİF ama
muhtemelen insanlık için ÇOK BÜYÜK bir NEGATİF katkısı vardır.

ÖDÜLLER :

2005 – TAYYİP ERDOĞAN – YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ

10 Haziran 2005 günü New York’taki ADL genel merkezinde gerçekleştirilen törende gerçekleşmişti.Başbakan Erdoğan: Yahudilerden “Üstün cesaret madalyası” (Amerikan Yahudi Kongresi – ‘Profiles in Courage’) aldı. Yahudi lobisi 104 yılda sadece 10 kişiye bu ödülü verdi.

Okumaya devam et “Emperyalizmin ödülleri.”

İyi ahlak, temiz siyaset

İçinde yaşadığımız topluma katkı sağlamak için ihtiyacımız, “İyi ahlaklı” (*1) olmaktır ve
Dünyadaki bütün dinlerin ortak bir yönü, toplumun iyi bir ahlaka sahip olmasıdır.

İyi veya kötü insan  kavramı insanların mesleklerinden, hobilerinden, çevrelerinden,
eğitim seviyelerinden, zenginliklerinden, siyasi görüşlerinden bağımsız bir kavramdır.

Aslında, dinlerin içeriğinin belki Yüzde doksanı, Empati (*2) demektir.
Bunlar da genel olarak, dostluk, sevgi, paylaşım, barış, israftan kaçınma,
başkalarıyla paylaşım, tüm canlıları, doğayı sevme ve koruma
yani,
“kendin için istediğini başkası için de yap veya istemediğini yapma” şeklindedir.

Geride kalan yüzde onu ise,
Yaratıcı bilgisi, yaratılış sebepleri,
bugün ve yarın hakkında bilgiler, dünyanın fani oluşu, Yaratıcıyı anma, şükretme
görülen ve görülmeyen hakkında bilgilendirme,
o toplumun örf, adet ve sosyal yapısında düzenlerdir.

Kısaca,;
Empati yüklü bir ruh,
her dininin emirlerinin/beklentilerinin  yüzde doksanını sağlamaktadır.

Barış,
Paylaşım,
Çevreyi koruma,
Doğa ve canlıları sevme,
Alçak gönüllülük,
Yardımseverlik,
vs.

Okumaya devam et “İyi ahlak, temiz siyaset”

Hileli bir Referandum.

Türk Milleti ne Bekliyor?

 

Referandum değerlendirmesi:

AK Parti nasıl çalıştı? :
Sınırsız Para kaynağı, (Örtülü ödenekler ve nereden geldiği belli olmayan para)
Sınırsız Yandaş Gücü (Devletle iş yapan şirketler ve yandaş şirketler)
Sınırsız Devlet Yetkisi, (Devletin bütün kurumları, Kanun hükmünde kararnameler vs)
Sınırsız Belediye Kaynakları
Sınırsız Medya Kaynakları (parasız 1-2 televizyon ve gazete dışında bütün medya)
Sınırsız Yandaş veya Kiralanmış eleman ve
Sınırsız Kumanya ve erzak dağıtımı ile
DÖRT BAŞI MAMUR BİR ÇALIŞMA YAPTILAR.

Türk Milleti nasıl çalıştı?
Tamamen kendi ceplerinden harcama yaparak,
referandumun riskini Türk Milletine anlatmak için seferber oldu.

Sonuç:
Görünürde Yüzde 50- yüzde 50.
Ama gelişmelerden anlaşılıyor ki, REFERANDUMUN SONUCU,
çeşitli hileler ve yalnızca %1 farkla İktidar partisi lehinde çıkartıldı.

  

 

Hileli seçim:

Referandumun, hileli bir seçim olduğu gün gibi ortada.
Bu işin içerisinde bir taşla iki kuş vurmayı hedefleyen büyük bir tuzak var.

Birincisi;
AK Partiye referandumu kazandırmak ve yapılabilirse planlanan hedefe yani ülkeyi bölmeye doğru yola devam etmek.

İkincisi ise,
12 Eylül 1980 öncesi de gördüğümüz gibi, insanları sokaklara dökerek iç savaşa sebep olabilecek ortamlar yaratabilmek. Bilindiği gibi o dönemde, sonraki döneme geçişi kolaylaştırmak yani,12 Eylül darbesini hızlandırmak için yaratılmış bir sağ-sol çatışması, o da yetmezmiş gibi aynı grupların bir gece sağcıların kahvesini, ertesi gün de solcuların kahvesini kurşunlamaları gibi büyük çalışmalar yaptıkları bile görmüştük.

 

Bir zamanlar oldukça YÜKSEKLERDE olduğu için kimseniz erişemediği ve bu nedenle
bütünüyle BAĞIMSIZ olarak çalışan bu kurum özellikle son 15 yıldır AK Parti ve FETÖ
çalışmaları ile yükseklerden indirilerek alçaltılmış ve bağımsızlığını tamamen kaybetmiştir.
Yapılmış olan referandum sonrasında açıkça görülmektedir ki,
Yüksek Seçim Kurulunun adı da artık, aşağıdaki gibi değiştirilebilir.
GÜÇLÜ OLANIN RAHATÇA MÜDAHALE EDEBİLDİĞİ BİR KURUM…

Okumaya devam et “Hileli bir Referandum.”

AK PARTİ : Yaparken de, Satarken de Kazanan Parti

Hiçbir şey yoktan var, vardan yok olamaz.

Kazanım için üretim ve alın teri dökülmeyen bir ortamda,
Birileri çok kazanıyorsa, Birileri mutlaka kaybediyordur.
Bu durum zamanında bir gecede iki katına çıkarılan Dolar’da
Kaybedenler ve kazananlara çok benzer bir durumdur.
Hükumetten tüyoyu alıp, bütün paralarını o gece dolara çeviren hırsızlar ile
Belki o gün bir nedenle Dolar bozduran gariban kaybedenler gibi…

Şimdi Başkanlık yarışı var

Devletin başı çıkmış haykırıyor…
Bizim gibi icraatlar yapan bir hükumet var mı?
Bu soru bu kadar kısa zamanda yanıtlanacak bir soru değil?
Gördüğün, göründüğü gibi olmayabilir.
İnsanlarımız gün geçtikçe daha da cahilleştiriliyor.

Hükumet her kurum üzerinde baskı üzerine baskı yaratmış durumda.
Devletin denetleme mekanizmaları ve devlet kaynakları özel’e tahsis edilmiş.
Devletin gelirleri sınırsızca parti desteği için harcanıyor.
Devletin yayın kuruluşu dahil yüzlerce medya kuruluşu Hükumete çalışıyor.
Yargı devre dışı bırakılmış, adaletten haber yok

Biri bana söylesin şimdi.
Devletin herhangi üst düzey bürokratı:
Erdoğan ve ailesi ve yakınları ve kodamanlarından herhangi biri ile
çok değerli bir arsa probleminiz olduğunu ve
Yüzde yüz haklı olduğunuzu varsayın…
Adalet sizin adınıza çalışır mı?

AK Partili biri, üstelik okumuş olanı çıkmış:

Sabahattin Zaim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arı,
okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını, cahil,okumamış
halka daha çok güvendiğini belirtiyor ayrıca
,
daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine
(anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede
” 
diyor.

Bu şekilde düşünen birinin ülkeden bile kovulması gerekirken atanıyor. Nereye?
YÖK Yüksek Öğretim Kurulu’na…
Hangi Görevle?
Denetleme üyeliği…

Yani bu bizlere açıklamış olduğu engin bilgisi ve tecrübesiyle,
Bir de denetleyecek…
Kimi?

ALLAH KORUSUN…

Okumaya devam et “AK PARTİ : Yaparken de, Satarken de Kazanan Parti”

AK PARTİ – Recep Tayyip Erdoğan : “Yalan Söyleyenden Başbakan Olmaz.”

Recep Tayyip Erdoğan : “Yalan Söyleyenden Başbakan olmaz.”
(Mart 2013)

Kendisiyle çelişen;
Bir tarafı doğru söylerken,
Diğer tarafı doğru söyleyemeyen / söylettirilmeyen bir siyasetçi…

Düşünün babanızın oğlu olsa,
bu kadar çelişkili,
doğru ve yanlışı bir arada kullanan,
Yüz seksen derece gelgitleri olan bir kişiye; Kendisini çok sevseniz,
Çok oturaklı görseniz bile nasıl güvenebilirsiniz?

Bu iş küçük bir mahalle bakkalının ticareti değil,
Bu büyük bir Milletin geleceğidir.

Dikkatle İzleyin / İzletin…

Her zaman biri doğruyu, biri yanlışı söyleyen 

İKİ BAŞBAKAN…

PROBLEM : AYNI BEDENDE OLMASI…

Okumaya devam et “AK PARTİ – Recep Tayyip Erdoğan : “Yalan Söyleyenden Başbakan Olmaz.””