Türk Ulusu’na gereken, öncelikle “karakterli” bir MUHALEFET…

4 Kasım 2012

Halka en büyük kötülüğü,
İktidarlar değil Muhalefet Partileri yapar…
İktidarlar ellerine geçirdikleri bütün gücü,
Halk için değil, kendi çıkarları için kullanır.
Şimdiye kadar ve  her zaman olduğu gibi…

Muhalefet ise halkın en büyük destekçisidir, ezilen halkın…
En büyük takipçisidir, yapılan yanlışların…
Halk böyle bilir ama; eğer muhalefet de aynı telden çalıyorsa,
Veya iktidar çalıyor, muhalefet oynuyorsa?
Değil itiraz etmek, üstüne üstlük, destek oluyorsa yapılan yanlışlara,
Ortaya dökmüyor hatta, gizliyorsa  eksikleri noksanlıkları

HALK NE YAPACAK, KİMDEN MEDET UMACAK…

Muhalefet Partileri, halen hapiste olan milletvekillerini çıkarmaya çalışırken,

İktidar Partisi ise Kanunların üstünlüğü diyor ve buna izin vermiyor.
Savcıları azlediyor, Hakimlerin bağımsızlıklarını engelliyor,
Siyasi gücünü kullanarak baskı yapıyor yani, Bolca Anayasa’yı çiğniyor:

Madde 138-
Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar;

Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve
hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

MADDE 139-
Hâkimler ve savcılar azlolunamaz,
kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz;
bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve
diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.

 

Muhalefet Partileri için temel sorun, hapiste olan milletvekilleri mi  yoksa,
Anayasal hakları gasp edilerek hapishanelere tıkılan vatandaşların tamamı mı?

Muhalefet Partileri, “para ile askerlik”  ile ilgili kanunu desteklediler.
Aynen İktidar partisinin desteklediği gibi…

Bu şekilde Anayasayı iki maddeden çiğnediler.

MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din,
mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik
ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

MADDE 11- Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

Bu partilerin Hukuk departmanları yok mu?
Hukukçuları, Anayasa Hukukçuları…
Elbette var ama,  bu iş, “Bakmak” ile “görmek” arasındaki “ince çizgi” gibi bir şey…
Kişisel çıkarlar veya oy kaygısı…
Her şeyin üzerinde gelirse,  işte olan budur…

Peki, Anayasayı kolaylıkla çiğniyorsanız;
HALK, tarafınızca destek verilen Yeni Anayasanın güvenliğinden nasıl emin olacak.
“özgürlük, özgürlük” derken, Türk Ulusu’nu bölme anayasasının…
Yenisini yapmadan önce, Önce elindekini yeterince kullan, kullandır.
Bu daha doğru bir yol değil mi?
Ondan sonra hep birlikte bakalım, eksik olan, yanlış olan nedir diye…

BEN BİR TÜRK OLARAK ÖNCELİKLE “KARAKTERLİ” BİR MUHALEFET İSTİYORUM.
ŞEREFLİ, HAYSİYETLİ, İYİ AHLAKLI…

Şayet böyle bir muhalefete sahip olursak bir gün,
Emin olun öyle bir iktidar da gelecektir peşinden…

Çünkü;
Muhalefet Partileri, “ iyi ahlaklı” olursa, İktidar Partisi de “iyi ahlaklı” olmak zorundadır.
Muhalefet Partileri, “Haysiyetli ve şerefli” olursa, İktidar Partisi de, “haysiyetli ve şerefli” olmak zorundadır.
Muhalefet Partileri, “vatansever” olursa, İktidar Partisi de “vatansever” olmak zorundadır.

Ama,
Muhalefet Partileri “karaktersiz” olursa, İktidar Partisinden, bundan farklı ne beklenebilir?…
O zaman BİZ deriz ki;

“Satılmış İktidarlar’dan kurtulmanın ilk adımı,
Satılmış Muhalefetler’den kurtulmaktır…”

Mevcut olanı “ıslah etmek” için çaba harcamak yerine;
VAKİT KAYBETMEDEN, HEP BİRLİKTE,  TAMAMINDAN,  BİR AN ÖNCE KURTULMALIYIZ…

Dinamizmini yitirmiş,
Hantal,
Bütün köşe başları tutulmuş,
Halk için değil, kendilerine çalışmaya başlamış…

KISACA TÜM MUHALEFETLERDEN…
İŞTE HEDEF BU…

 

Ayrıca Bakınız;
https://diril.me/2012/05/28/uygulanmayan-bir-anayasa/
https://diril.me/2012/06/02/neredesin-ey-muhalefet/