Askerlik = Parayı Veren Düdüğü Çalar…

Askerlik = “Parayı Veren Düdüğü Çalar.” yaklaşımı
bir ANAYASA İHLALİDİR.

30 Bin Lirayı ver, Askerlik yapma.
Asker üniforması giyme,
Hatta gelmene de gerek yok.
Saçların bile sende kalabilir.
Sen yalnızca parayı gönder yeter…

8 asker, 10 asker, 20 asker şehit olmuş,
Olsun.
Onlar para vermedi,
Biz de onlara şehitlik belgesi verdik.
Bu çok onurlu bir belge.
Para verene ise yalnızca basit bir para alındı makbuzu…

Yani değersiz bir kağıt parçası.

Eğer Baş BAKAN’san veya PARTİZAN ya da CEMAAT’ten,
O zaman para vermene de gerek yok.
Hallederiz…
Askerlik işi eşittir bir çürük belgesi.
Kolay…
Ne de olsa 30 bin Lira büyük para,
O para ile,
Çürük raporu almış oğluna
Çürük olmayan bir araba yakışır.
Afillisinden…
Ya da, para elinde olsun,
Bir işine yarar.
Yatına da katarsın, katına da…

——————- 0 ——————–

 Anayasa MADDE 72 Der ki: “Vatan hizmeti”

Vatan hizmeti, her Türkün hakkı ve ödevidir.

Anayasa MADDE 10 Der ki : “Kanun önünde eşitlik”

“Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”
“Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”

 Anayasa MADDE 11 Der ki: “Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü”

Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.

 Anayasa MADDE 104  der ki: “Cumhurbaşkanı Görev ve yetkileri”

“Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.”

 

Bu ANAYASA maddelerinden çıkan sonuç şudur:

“Askerlik her Türkün hakkı ve ödevidir.”
“Bu görev, kişilerin ceplerindeki para veya kodaman olması veya, siyasal güçleri ile değiştirilemez.”
“Hiçbir kişiye, askerlik konusunda bir imtiyaz sağlanamaz. Bununla ilgili bir kanun da çıkarılamaz.”

Neden çıkarılamaz?

Çünkü böyle bir kanun çıkaracak olursan, cebinde ekmek parası olmayan bir vatandaş ile, 30 bin lirayı bir gecede barlarda yiyen birini ayırmış olursunuz. Kısaca parası olana imtiyaz sağlamış olursunuz.

BUNU YAPMAYA YETKİN OLAMAZ…

KISACA, Paralı Askerlik bu şekli ile doğrudan bir anayasa ihlalidir…

——————-0———————-

Haydi hükümet, bir kararla anayasa’ya aykırı bir icraat yaptı diyelim.

Ya Cumhurbaşkanı?
Peki ya muhalefet?

Hangi sebeple olursa olsun,
Anayasanın bir kere bile olsa çiğnenmesine göz yumarsan,
Diğerlerinde de söyleyecek bir sözün olmaz…

Muhalefet ve İktidar partileri,
Ara sıra, kavga edermiş gibi yaparlar,

ama ROL…

Hatta mitinglerde yaptıkları konuşmalara bakarsın,
Sanırsın ki, yan yana gelseler birbirlerini öldürecekler,

ama ROL…

Çünkü, Hepsinin yüzde yüz anlaştıkları ortak bir paydası var.
KİŞİSEL MENFAATLER…

İşte tam bu yüzden ses çıkarmazlar.
Gerektiğinde sessiz kalırlar.
Çünkü; Yoktur aslında birbirlerinden farkları…

Tamamı paçayı kaptırmışlardır ve
Özgürlüklerini kaybetmişlerdir.
Kendilerine yol gösteren ağabeylere sahiplerdir.
Ağabey sözünden çıkılmaz.
Aklından geçirsen bile önce kulak çekilir
Sonra diğer caydırma politikaları gelir.

Oy verdiğimiz milletvekili adaylarını bile biz seçmiyoruz.
Parti Başkanları seçiyor.
Bu nasıl demokrasi?
Demokrasi görünümlü diktatörlükle yönetiliyoruz.
Peki parti Başkanlarını kim seçiyor?
Bu ağabeyler mi?

Türkiye’de politikada şerefinle yükselmek kolay değil,
Tüm yollar tutulmuş…
Her geçtiğin yolda, bekçilere bir ödeme yapıyorsun.
Artık ne ödüyorsan?
Ama sona geldiğinde,
Şerefinden, insanlığından, haysiyetinden ne kalıyor geriye?
Ona bakmak lazım…

Sonra da eller, kollar ve bacaklar bağlı iplerle
İpin bir ucu sende, diğer uçları ağabeylerde.
Sen olmuşsun bir kukla…
Haydi özgür ol!
Olabilirsen…

 

Ayrıca Bakınız :

Neredesin Ey Muhalefet !!!

 

https://diril.me/2012/06/02/neredesin-ey-muhalefet/